2008/06/20

Bir Olsa Keşke

1-
Bir uçurumun kenarında karikatürlerdeki gibi otursak dolmaya yüz tutmuş ayın altında, dedem ve şehrin ışıkları izin vermese yıldızları görmemize, görebildiğimiz tek yıldız da kayıp düşse, sen dilek tutsan, ben gerçekleştirsem, uçurumdan aşağı itsem seni, düşerken uzun olan bacağımı yakalasan, beni de çeksen çekilmez olduğumu bile bile, deniz seviyesine serbest düşüş yapsak, o anda aşkı keşfetsek, kısa bir süreliğine de olsa yaşasak kendimizce, son sözlerimiz “Aaaaaa!!!” olsa keşke.

2-
Bir sahilde otursak günbatımına karşı, sırtımıza giren kumları umursamayıp uzansak yan yana egenin dağları gibi denize dik, aynı şeyi düşünsek aynı anda, soyunup donla atletle koşsak denize, atlayıp zıplasak, iki parça hidrojen biraz da oksijen atsak birbirimize, sonra açılsak kimsenin bizi göremeyeceği bir yere, tedirgin ama arzulu gözlerle baksan, derinden yakınlaşsam, dalıp bacaklarının arasından geçsem, tam sarılıp öpüşecekken bastırsam kafanı suya, çalışsam boğmaya, debelenirken çeksen beni de aşağıya, o anda keşfetsek aşkı, kısa bir süreliğine de olsa yaşasak kendimizce, son sözlerimiz “Blobbbb!!” olsa keşke.

3-
Bir akşam evime davet etsem seni, kabul etsen, hava alma bahanesiyle balkona çıkarsam seni, sürpriz bir yemek hazırladığımı görsen, şaşsan, mumları ve tuzlukları iki eşit mesafede ayırsam, güzelinden bir köpek öldüren koysam kadehine, ölmesen, insanlığını kabul etsem, hicaz makamından bir wish you were here koysam winampa, tuvalet için izin istesem, versen, döndüğümde o dansı bana lütfetsen, elimdeki muma ve içeri girdiğimizde burnuna gelen keskin benzin kokusuna bir anlam veremesen, bilerek mumu düşürsem, yakalamaya çalışsan, beceremesen, her yer birden alev alsa, kaçmaya çalışsan, bu durumda kovalamam gerektiğini bilsem, macera filmlerinden alışkın olsam ve abansam üzerine, derilerimiz yüksek ateşte kızarırken, seni etrafımda şöyle bir çevirsem, piliç çevirme geyiği yapsam, gülmesen, cayır cayır yanarken o an aşkı keşfetsek, kısa bir süre için de olsa yaşasak aşkı kendimizce, son sözlerimiz “Ciyaaaak!!” olsa keşke.

4-
Bir gece yarısı gelsem evinin önüne, akordu bozuk bir gitar çalsam, sürekli detone olsam, ama yine de duygulansan, komşular önce pencereden bağırsa susmam için, işe yaramasa, evlerin artık müstakil olmadığına o anda yansam, sonra sadece atlet ve pijamadan oluşan üniformalarıyla öfkeli bir komşu ordusu gelse, beni temiz bir dövse, dayanamayıp yanıma gelsen, çekip çıkarsan beni linçten, ağzımı burnumu geceliğinle temizlesen, kıçımdan zehirli ve kırılmış bir gül çıkarsam, verirken dikeni elime batsa, yüzümün yeşerdiğini gece görüşünü açtığını zannedip fark etmesen, gülücüklerle koklasan, teşek- etsen, -kür diyemeden etkisini gösterse zehir, o anda aşkı keşfetsek, kısa bir süreliğine de olsa yaşasak aşkı kendimizce, son sözlerimiz “Kıkkkk!!” olsa keşke.

5-
Bir bahar sabahında götürsem seni Çamlıca’ ya kahvaltıya, etrafımız yaseminler ve pancarlarla çevrili olsa, el ele yürüsek Arnavut kaldırımlı patikalarda, iyice acıkınca bir simit bir de ayran ısmarlamaya kalksam, cüzdanım evde kalmış numarası yapıp sana kaktırsam, sonra dönsek manzaraya, olsak boğazın hakimi, sarmaş dolaş seyre dalsak küçücük çelikten gemileri, Newton ve Arşimed buldukları formüllerden vazgeçse, biz uçmaya gemiler batmaya başlasa, arş yolunda fezaya uğrasak nefessiz ve sessiz kalana kadar, şaşkınlıktan ağzın açık kalsa, ben hiçbir şey olmamış gibi vakur dursam, basıncın azaldığını ve yok olduğunu hissetsek, kanımız akmaktan kalplerimiz atmaktan vazgeçse, o anda aşkı keşfetsek, kısa bir süreliğine de olsa yaşasak aşkı kendimizce, son sözlerimiz “∞” olsa keşke.

2008/06/08

Güzaf


Güzaf adıyla, beyhude sanıyla anılan fanzin-i mecmua, çıkın çıkmazından çıkınını delerek çıktı! okuyun, dağıtın, dağılın!